VENEDİK TACİRİ, YAŞLI GOBBO VE SHAKESPEARE

VENEDİK TACİRİ, YAŞLI GOBBO VE SHAKESPEARE… William-ShakespeareAnkara Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen Venedik Taciri üzerine görüşlerimi yazmıştım ve şayet okuduysanız hatırlayacağınız üzere dünya tarihinde bir ilke imza atarak gelecekte yazılacak bir yazıya link vermiştim. İşte o link bu yazıya çıkıyor.

Okuyacağınız bu yazıda büyük olasılıkla daha önce hiç düşünülmemiş bir Venedik Taciri yorumu bulacaksınız. William Shakespeare’in zekâsına çok güvenen biri olduğum ve eserlerinde tek bir satırın bile boşa gitmediğine inandığım için Venedik Taciri’nde aklıma takılan bir karakterden yola çıkarak eserde gizli kaldığını düşündüğüm, daha doğrusu Shakespeare’in eğlence olsun diye yerleştirdiğini düşündüğüm bir bölümün çözümlemesini yapmaya çalıştım.

Konu şu: Venedik Taciri’nde Launcelot Gobbo’nun babası Old Gobbo/Yaşlı Gobbo olarak bilinen kişi bizdeki uyarlamada Gobbo Ana olmuştu. Erkek karakter kadın karaktere dönüşmüştü. Bence bu büyük bir hatâydı. Ama niye? Belki de asıl soru şu olmalı: Shakespeare’in eserinde neden Yaşlı Gobbo diye biri var? Yaşlı Gobbo’nun rolü ne? Yaşlı Gobbo olmasa olmaz mı?

MV87RSYaşlı Gobbo ilk ve son olarak 2. Perde 2. Sahne’de görülüyor. Amacı, oğlu Launcelot’un işvereni Shylock’a bir tabak güvercin (bizdeki temsilde bir tavuk) hediye etmek. Soru şu: Niye Yaşlı Gobbo Shylock’a hediye götürüyor? Bence Yaşlı Gobbo eskiden beri Shylock’u tanıyor -hattâ belki Shylock’un eski hizmetkârıydı- ve oğlunu yanına alması için ricacı olmuştu. Launcelot’u işe aldığı için Yaşlı Gobbo Shylock’a minnet duyar ve ara ara kendince küçük hediyeler verir.

Eserde Yaşlı Gobbo hakkında ayrıntıya girilmiyor; biz eldeki verilerle Yaşlı Gobbo’yu tanımaya çalışalım. Nasıl bir adamdır? En belirgin özelliği nedir?

Özgün metinde Launcelot babasından şöyle bahsediyor: “…for, indeed, my father did something smack, something grow to, he had a kind of taste…” Özdemir NUTKU Türkçesi’nde* ise şöyle yer alıyor bu satırlar: “…gerçekten de babam biraz şapır şupurmuş; yani şey gördü mü şeyi uyanırmış- garip bir düşkünlüğü varmış.” Görüyoruz ki Yaşlı Gobbo tam Türkçesi ile uçkuruna düşkün biriymiş, kadın gördüğünde dayanamıyormuş, kadınlara karşı zaafı varmış.

Karşılaştıklarında Yaşlı Gobbo oğlunu tanıyamıyor değil bence, gözlerinin bozukluğunu ve VENEDiK-TACiRiyaşlılığını bahane ederek tanımazdan geliyor. Launcelot’un kimden oğlu olduğunu, hangi oğlu olduğunu bilmediğinden o söyleyene kadar lafı çeviriyor. Ancak Launcelot: “…but I am Launcelot, the Jew’s man, and I am sure Margery your wife is my mother” dedikten sonra, yani “…Ben Yahudi’nin adamı Launcelot. Karın Margery’nin de anam olduğuna eminim.” dedikten sonra, yani Yaşlı Gobbo Margery’den olan oğlu olduğunu anladığında Launcelot’un o Launcelot olduğunu kabul ediyor.

Şimdilik buraya bir nokta koyarak bağ kuracağım diğer konuya geçiyorum.

Diğer konumuz Shylock’un kızı Jessica: Jessica babasının yanında kendini tutsak gibi hissetmekte, bağlı olduğu din, Yahudilik nedeniyle toplum tarafından getirilen kısıtlamalara maruz kalmaktadır; oysa Jessica Hıristiyanlar gibi olmak istemekte, kendisini Yahudi yaşam biçimine, Yahudi inancına yakın görmemektedir. Bazı sözleriyle hatırlayalım: “…Evimiz bir cehennem, sen, neşeli şeytan, bir kerteye kadar dağıtıyordun bu sıkıcı havayı…” diyor Launcelot’a Launcelot evden Bassanio’nun yanında çalışmak üzere ayrılırken. “…Ah, babamın evladıyım diye utanmam ne iğrenç bir günah! Ama kızı olarak onun kanını taşısam da, ona hiç çekmemişim. Ah Lorenzo, eğer sözünü tutarsan kurtulurum tasalarımdan; hem Hıristiyan olurum hem de seni seven karın.” diyor kendisini kaçırmasını beklediği Lorenzo’ya Launcelot’la mektup yollarken, “Elveda; eğer talihim açık olursa, ben bir baba kaybederim, sen de bir kız.” diyor kaçmadan önce babası Shylock’u son kez evden uğurlarken.

portiaBildiğimiz üzere Jessica ile hizmetkâr Launcelot arasında çok yakın, sıcak bir ilişki vardır. Çok iyi anlaşmaktadırlar ve birbirlerine hep çok sıcak davranırlar. Adeta kardeş gibidirler. Launcelot ile Jessica arasında geçen şu konuşma içerisinde kanımca Shakespeare bir ipucu vermeye çalışmıştır:

“ …Sizi rahatlatacak bir kurtuluş umudunuz olabilir ve bu da piç bir umut olabilir.”
“ Nasıl bir umutmuş bu, söyler misin?”
“Yani, yarı yarıya bir babadan olmamış olduğunuzu umut edebilirsiniz; kısacası Yahudi’nin kızı olmayabilirsiniz.”
“ Çok piç umutmuş gerçekten! Bu durumda, anamın günahlarını devralmış oluyorum.”

Şimdi parçaları birleştirelim: Kısacası Launcelot, Jessica’ya babasının Shylock olmadığını düşünürse, VENEDİK TACİRİkendisinin bir Hıristiyan babadan olabileceğini hayal edebilirse biraz olsun rahatlayabileceğini söyleyerek aslında bizim hayal gücümüzü dürtmektedir. Cinsel arzuları üst düzeyde bir eski hizmetçi ve gerçek babasından olmak istemeyen bir kızı birleştirdiğimizde Jessica’nın babasının, cinsel arzularını dizginleyemeyen Hıristiyan Yaşlı Gobbo olduğu sonucuna pekâlâ varabiliriz. İşte bunun için hiç görünmese de olur diyebileceğimiz bir karakter aslında çok önemli bir parçayı tamamlayan kişi olarak görünmekte ve kaybolmaktadır. Aksi halde Yaşlı Gobbo’nun oyundaki rolü nedir?

Launcelot’un Yaşlı Gobbo’ya söylediği şu sözler de hem o anki durumunu hem de ilerisini haber vermektedir bence:

“…Gerçek ortaya çıkar; cinayet uzun süre gizli kalmaz. Oğullar saklanabilir belki; ama gerçek er geç aydınlanır.”

Buradan bizdeki uyarlamaya geçecek olursak Yaşlı Gobbo’yu, Gobbo Ana olarak değiştirerek çok önemli, keyifli bir ipucunu yok etmiş olduğumuzu düşünüyorum. Gerçekçi olmak gerekirse çok da farkedilebilecek bir durum değil ortaya koymaya çalıştığım; hattâ belki de yanılıyorum…

Yazımı bitirmeden önec bir fesatlık daha eklemeden edemeyeceğim, Launcelot’un bir Mağribi kadını hamile bıraktığını Lorenzo’nun ağzından öğreniriz ve anlarız ki Launcelot biraz babasına çekmiştir, biraz şapır şupurdur. Kendisini hizmetçi olarak Shylock’un yanında işe başlatan babası Yaşlı Gobbo ne tesadüftür ki Launcelot’un Bassanio’nun yanında işe girmesine de aracılık etmiştir, hediyesini Bassanio’ya vermiştir… Ben bir şey demiyorum; ama Bassanio’nun taze eşi Lady Portia biraz dikkatli olsa iyi olur.


* Çeviren Özdemir NUTKU, İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, 2010.

Bir yanıt yazın